Tag Archive | transeksüel

Selin Ciğerci ile Gökhan Çıra evlendi!

Sosyal medya fenomeni Selin Ciğerci ile sevgilisi Gökhan Çıra, dünya evine girdi. İstanbul’da lüks bir otelde düzenlenen düğüne çok sayıda davetli katıldı.

Selin Ciğerci ve Gökhan Çıra Swiss Bosphorus otelde dünyaevine girdi. Çiftin nikah şahitliğini Demet Akalın yaptı.

Futbolcu sevgilisi Gökhan Çıra ile iki yıldır birlikte olan Selin Ciğerci, 28 Ekim Pazartesi akşamı gerçekleşen düğünle evlendi. Selin Ciğerci düğünden kareleri Instagram hesabından paylaştı.

Ciğerci’nin nikah şahitliğini ise Demet Akalın yaptı. Selin Ciğerci görkemli gelinliğiyle de göz kamaştırdı. Davet öncesi basın mensuplarıyla konuşan ünlü fenomen, gelinliğinin ağırlığının 40 kilo olduğunu söyledi.

Ciğerci düğün öncesinde arkadaşlarıyla gelin odasında da bir eğlence düzenledi. Selin Ciğerci o anları ‘Her şey rüya gibi’ notuyla paylaştı.

Selin Ciğerci kimdir?

Ameliyat olarak cinsiyet değiştiren Selin Ciğerci, sosyal medyada ‘Bebek Okan’ adıyla ünlenmişti. 3 yıl önce geçirdiği ameliyat ardından adını Selin Ciğerci olarak değiştirdi.

Bir dönem Wipeout isimli programda da yarışan Selin Ciğerci, Demet Akalın ve Fatih Ürek’in de yakın arkadaşıdır.

Zeytinburnu’da bir gecekonduda büyüdü ancak babasının işleri iyi gidince hayatı da değişti.

Selin Ciğerci, bir dönem Asuman Krause tarafından sunulan yarışma programı Wipeout’a katıldı.

Baba tarafı Konya, anne tarafı ise Kastamonulu olan Selin Ciğerci, 1984 yılın dünyaya geldi.  Selin Ciğerci 35 yaşındadır.

Babası ünlü bir hazır giyim firmasının sahibi.

Babanız yeni halinizi yadırgıyor mu? sorusuna Selin Ciğerci, şu şekilde yanıt vermişti…

Babama göre dünyanın en güzel kadınıyım şu an! Babam, annem ve erkek kardeşimle aram inanılmaz iyi. Annem evlenmemi istiyor, babam ise hiç istemiyor. Biri beni üzer diye çok korkuyor. “Otur oturduğun yerde diyor. çok iyi bilinen bir mağaza zincirinin sahiplerinin çocuğusunuz… Evet ama kim olduklarını söylemek istemiyorum. çünkü babamın ortakları da var. Hepsi biliyorlar ama bunun yazılmasını istemezler. Babam çok mütevazı biridir…

Trans birey ölen köpeği için gözyaşına boğuldu

Bursa’da elektrik kesintisi nedeniyle yaktığı mumun halıya devrilmesi sonucu çıkan yangında “Oppo” isimli köpeği alevler arasında kalıp ölen trans birey Sima Ç., gözyaşına boğuldu.

Yangın, Osmangazi ilçesi Selimiye Mahallesi’nde bulunan 5 katlı binanın birinci katındaki dairede çıktı. Trans birey Sima Ç. (34), elektriklerin kesilmesi üzerine mum yaktı. Ancak bir süre sonra mum halının üzerine devrildi. Bu sırada mutfakta olan Sima Ç,, salondan yükselen alevleri görüp, kendini sokağa attı. Komşuların ihbarı üzerine adrese gelen itfaiye ekipleri, yangına kısa sürede müdahale etti.

Köpeğinin Öldüğünü Öğrenince Sinir Krizi Geçirdi

Dumandan etkilenen ve hafif yaralanan Sima Ç.’ye sağlık ekipleri, müdahale etti. Sima Ç., itfaiye ekiplerinden, evde kalan “Oppo” isimli köpeğinin çıkarılmasıni istedi. Ancak alevler söndürüldükten sonra içeriye giren ekipler, köpeğin cansız bedeni ile karşılaştı.

Birlik ve Beraberlik

TÜRKİYE LGBTI BİRLİĞİ: “BİRLİK ve DAYANIŞMANIN ÖNEMİ”

Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transgender ve İnterseks kısa adıyla LGBTI bireylerine yönelik  önyargıları ve algıları kırmayı, dayanışmanın önemini, çok sesli yaşamın güzelliğini kitlelere duyurmayı ilke edinen Türkiye LGBTI Birliği Türk Gay Club öncülüğünde kuruldu.

Birlik; LGBTİ derneklerinin, grupların, sitelerin ve bireylerin arasındaki iletişimi ve dayanışmayı arttırma amacını taşıyor.

Eşcinsellik, aynı cins veya cinsiyetteki insanlar arasındaki romantik, cinsel çekim ya da cinsel davranıştır. Eşcinsellik, bir yönelim olarak “kişiyi ağırlıklı olarak ya da tümüyle kendisiyle aynı cinsiyette olan kişilere karşı romantik ya da cinsel çekim yaşamaya yönlendiren kalıcı kişisel nitelik” olarak ifade edilir.

LGBTI bireyler ülkemizde maalesef birçok yönden dezavantajlı konumda bulunuyor.  Ötekileştirilen, toplum tarafından dışlanan, mahalle baskılarına maruz kalan, nefret suçlarına katlanmak zorunda kalan, hatta zaman zaman insanların en temel hakkı olan “Yaşam Hakkı”nın ellerinden alınmasına varan şiddete maruz kalan LGBTI bireyler için dayanışma oldukça önem arz ediyor.

LGBTI bireylerin varoluşları hastalık, sapkınlık, günah, ahlaksızlık ve diğer olumsuz sıfatlarla tanımlanıyor. Bu durum da LGBTI bireylerin kimliklerini gizlemeye, olmadıkları biri gibi davranmaya ve depresyona itiyor. Oysa eşcinsellik tıp dünyasında bir hastalık değil, insan cinselliğinin olağan çeşitliliğinin bir görünümü olarak kabul ediliyor.

Ülkemizde ne yazık ki pek çok kesim tarafından halen “hastalık” olarak algılanan, LGBTI bireylerin aileleri tarafından dahi ciddi tepkiler görmesine neden olan eşcinsellik hususunda günümüzde hala göz ardı edilen “eşit, özgür ve normal yaşam” haklarından mahrum kalması bu konuda pek fazla adım atılmaması da bir dayanışmanın gerekliliğini ortaya koyuyor.

Ülkemizde eşcinsel ilişkiler yasak değil. Ancak LGBTI bireylerinin evlat edinmesine yahut evlenmesine yasal olarak imkan bulunmuyor. Ayrımcılığa karşı da yasal olarak herhangi bir yaptırım, kanun ya da yasa bulunmuyor.

Homofobinin ve trans bireylere karşı işlenen nefret suçlarının yaygın olduğu ülkemizde Türkiye LGBTI Birliği; derneklerin, grupların, bireylerin birlikte seslerinin daha gür çıkmasını ve eşcinsel hakları konusunda farkındalık yaratılmasını amaçlıyor.

Sadece LGBTI Dernek, Site veya Grupların üye olabildiği Türkiye LGBTI Birliği organizasyonunun web sitesinde dileyen LGTBI bireyler de yazılarını ve görüşlerini paylaşabiliyor.

Türkiye LGBTI Birliği’nin resmi sayfalarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:

Türkiye LGBTI Birliği resmi web sitesi: lgbti.org

Facebook Sayfası: facebook.com/lgbti.org

Twiter: twitter.com/lgbtiorg

Nice TRANS cinayetleri karşısında bu TOPLUM neden tepki gösteremiyor?

Aslında bu konuda yazmak için epey düşündüm. Ama bu konuda en iyi yorum yapacak kişilerden biri olduğum için bu konuya yer vermek istedim. Konuşulmayan konuşulsa da pek hoş karşılanmayan bir konu ne yazık ki…

Özgecan, Eylül Cansın… ve nicelerinin öldürüldüğü bu ülkede ilk önce adalet varlığını aramak gerekiyor zannedersem.

Hukuk bitti,

Adalet tatilde,

Yargı ise sadece gücün elinde!..

Ya bağımsız yargı?

O ne demek?

İşte bunların hepsini bir bütün olarak değerlendirdiğimizde Türkiye’de ne yazık ki adalet’in kişiye göre işlediğini anlayacağız.

Bursa da 67 yerinden hunharca öldürülen Trans birey rahmetli İrem için hiç kimse ayağa kalkmadı!.. Davanın takipçisi olmasaydı Bursa Gökkuşağı LGBTT Derneği ve trans arkadaşlar çok komik bir ceza alacaktı. Sonunda 28 yıl ceza aldı.

Ya Eylül Cansın’ ın intiharı ne olacak dersiniz? Çok basit bir cevabı var aslında hiç kimse ceza dahi almayacak. Ataerkil düzenin içinden çıkan ERKİL’leşmiş ve çeteleşmiş TRANS bireyler aslında katilidir Eylül Cansın’ ın dır.

İçi NEFRET ve ŞİDDET dolu bu bireyleri bu toplum yetiştiriyor aslında. Devletin başındakiler NEFRET dolu öncelikle. Şiddet her yerde. Kimi makam için kimi para için kimi sevdiği kızı almak için kimi de eşine sevgilisine ŞİDDET uyguluyor. Toplum çünkü kadına DİZİNİ kır otur diyor.

Nice TRANS cinayetleri karşısında bu TOPLUM neden tepki gösteremiyor? Neden eylemler yapamıyor? Bu tepkiler halk yürüyüşleri, devleti temsil edenlerin açıklamaları bu ülke de neye göre oluyor. Bunda ki yaklaşımı hangi duygu belirliyor?

ŞİDDET kadar şiddeti doğuran nedenlerde önemlidir. Ama her şeyden önce bu toplumun topluca ÖFKE kontrolü eğitimi alması gerekiyor.

Dün cezaevinde trans bir arkadaşım ölüm seviyesinde tahliye edildi ve öldü. Karaciğer nakli olmuştu, iyileşmeden cezaevine alındığı için orda verem oluyor ve öleceğini anlayınca tahliye ediyorlar.

Peki suçu neydi?

Fuhuş İçin Yer Temin Etmek için Çıkar Amaçlı ÖRGÜT kurmak suçundan 9 yıl ceza almıştı. Aynı dosya da bende 35 yıl yaklaşık ceza aldım. Bu ADALET ve HUKUK devleti benim için 4.770 yıl ceza istedi. BU Türkiye REKORU ’dur. Dosya da bir kişi beyin kanamasından, bir kişi intihar ederek, bir kişi de intihar sonrası sakat kalmıştır. Siyasi bir komploydu aslında bu. Kader arkadaşlarına zorla ifadeler imzalatan bu polisler hiç sorgulanmadı. Bu kişilerin hiç birinin mal varlığının bile olmaması hiç düşünülmedi. Çıkar amaçlı örgüt kurduğuna karar verilen bu kişilerin hayatlarını fuhuş yaparak geçindirmesi de bir TEZAT. Daha da ilginci bu dosyayı hazırlayan Ahlak Büro Amirinin çıkar amaçlı örgüt kurmak iddiasıyla tutuklanması ve üstelik aynı mahkeme de yargılanmamızda kaderin cilvesi herhalde. Birde üstüne HELALLİK istemesi. Sizce ölenler ‘’Helal’’ etmiş midir hakkını!..

Biliyorsunuz ülkemizde 17 Aralık operasyonu tam bir hukuk skandalıdır.

Reza Zarraf ve bakanların devlet kanalıyla Aklanması sizce ADALET midir!.. Neden yargılanmadılar bu ülke HUKUK devleti ise!

Ya Deniz Feneri’nde yapılanlar, ya YİMPAŞ, Fadıl Akkündüz ‘ü… kimler yargı dan kaçırdı? Bu devleti yönetenler bu hukuk skandallarının sahibi.

Neden tüm suçlular EŞİT şekilde ‘’ADALET’’ önüne çıkarılmıyor?

O halde bu ADALET’ midir?

Bu ülke de VERGİ AFFI,

SİCİL AFFI,

SSK AFFI…

Gibi yığınla AF çıkıyor. O halde Özel Yetkili Mahkemelerde ve diğer mahkemelerde mağdur edilen, adil yargılanmayanlar içinde AF çıkarılmalıdır. Bu toplumsal ADALET’in oluşması için gereklidir.

Ben ‘’Yeniden Yargılanmak’’ istiyorum AF istemiyorum. Ama ‘’ADİL YARGILANMAK’’ istiyorum. Dosyalar okunmadan ‘’FEZLEKE’’ re göre bu ülkede ‘’ADALET’’ dağıtılamaz. Bir kişiyi tutuklayıp onun kendini savunma hakkını gasp edemez bir devlet.

Daha da önemlisi bir kişiye ‘’FUHUŞA ARACILIK’’ iddiası ile üstelik ‘’FUHUŞ’’ yasalara göre ‘’SUÇ’’ değilken 4.770 yılla yargılayıp CANAVARCA HİSLE insanları PARAMPARÇA edenleri 25-30 yıl verip toplumun arasına salıyorsa bu devlet ADALET yoktur!..

Adaletin yeniden tesis edilmesi gerekir.

İlköğretimden hatta anaokulundan itibaren çocuklarımıza CİNSEL EĞİTİM verilmeli. Aynı zamanda bu konuda TOPLUM’ u eğitici yayınlar yapılmalıdır.

‘’ ERKEK YAPAR KADIN DİZİNİ KIRAR OTURUR’’ derse bu toplumun fertleri daha ÇOKKKKKKK cinayetler, tecavüzler olur bu ülkede.

Tıpkı DİN işi DEVLET’in yöneticilerinden nasıl BAĞIMSIZ olması gerekiyorsa ADALET’te bağımsız olmalıdır.

Bu nedenle sadece adalet;

ERGENEKON,

BALYOZ,

REZA ZARRAF ve BAKANLAR,

KCK….

İçin olmamalı toplumsal eşitlik, adalet AF çıkarılarak sağlanmalıdır…

ÖYKÜ ÖZEN

LGBTİ Dernekler Ne Getirdi Ne Götürdü!

Yıllar önce daha yeni kurulum aşamalarında Lambda İstanbul’un toplantılarına katılıyordum. Daha sonra KAOS GL nin birkaç etkinliğinde yer aldım. Geçmiş yılarda iki kurum arasında hep içsel sorunlar vardı zannedersem bu daha hala devam ediyordur. Zaman geçip bilinçlendikçe aslında bu kurumların LGBTİ mücadelesini aşarak proje yani para kazanılan örgütler haline dönüştüğünü farkettim.

Bu çok başarılı bir gelişme olarak görünse de aslında işin içine para girince bu mücadeleyi canla başla hiçbir karşılık beklemeden yapan kişilerin inanılmaz değiştiğini gördüm. Aslında galiba para her kişiyi değiştiriyor. Sosyalizmi savunan bu aktivistlerin aslında kapitalist olduklarını farketmem hayatımın şokuydu. Sosyalist gözükerek kapitalizmin nimetlerinden yararlanmak ne derece doğru onu bu sosyalist aktivistlere sormak gerekir. Aslında daha da ileri gidip bu mücadele uğruna AB-ABD-Konsolosluklar ve çeşitli sivil toplum örgütlerden aldıkları milyon avrolar ile yaptıkları ne diye baktığımızda ne yazık ki birkaç broşür, kitapçık, dergi, web sitesi, panel dışına çıkmıyor. Daha ilginci dernek üyelerinin çoğalmaması ve halen toplumun LGBTİ bireylerinden destek beklemeleri de düşündürücü. Yapılan etkinliklere katılanlarda genelde LGBTİ bireyler ve yakınları. Yani topluma inememeleri de çok ilginç. Bu kadar maddi destek al ve sonuç bu kadar vahim olsun.

Aynı zamanda Türkiye de yasal dernek statüsünde bulunan oluşumların yönetimleri değişse bile aslında arka planda yönetenler aynı kalmakta tıpkı bugün başbakanımız olduğu gibi aslında yönetenin o olmadığının bilinmesi gibi. Bunun bu şekilde olması aslında o kurumlarda ki kişilerin elinde ki maddi gücü kaybetmek istememesi olduğunu biliyoruz. Hep okuruz 30-40 yıldır başkan güven tazeledi diye aslında öyle midir? Yoksa başka kişilere şans verilmemesi midir? Bu ciddi anlamda tartışılmalı. Bu nedenle derneklere yeni üyeler alınmaması da korkunç bir iddiadır.

LGBTİ derneklerin genel anlamda Kürt politikasını desteklemeleri de ilginç bir yaklaşım benim bakış açımdan. Fakat HDP yi destekleyen bu dernekler acaba hiç şunu düşünmüş müdür? Neden HDP seçilebilecek yerden bir ilçe meclis ya da milletvekili adayı göstermemiştir? Neden doğuda o kadar belediyesi olan HDP nin LGBTİ bir başkanı ya da eş başkanı yoktur!.. Yoksa LGBTİ bireyler kullanılmakta mıdır? Tabi ki şunu da tartışmak gerekir İstanbul’da HDP den aday olan aktivistler varken neden KAOS GL ve Pembe Hayat tan hiç kimse siyasete adım atmamaktadır? Bu gayet düşündürücü bir durum.

Bu günün LGBTİ dernekleri aslında bugünün iktidarı AKP ile gizli bir anlaşma mı yapmıştır? Gayet güçlü bir yaklaşım çünkü Sağlık Bakanlığından dahi proje alıp daha sonra bedava aldıkları prezartifleri para karşılığı seks işçilerine satmışlardı. Hükümetin çalışmalarını yeterince güçlü eleştiremedikleri de çok net. En son Kızılay başkanının açıklamasına cılız bir ses çıkması da bunla bağlantılı omasın.

1993 yılında Bursa da LGBTİ arkadaşlar toplanıp fanzin niteliğinden SPARTAKÜS isimli gay- lezbiyen dergisini çıkarmaya başlamıştık. Fakat o zamanın emniyetinin baskısı ile ancak 3- 4 sayı çıkarabilmiştik, ama bu Bursa gibi bir kent için büyük başarıydı. Hatta Altıparmak semtinde bulunan Kelepir kitabevinde de satılıyordu. O dönem için bunun kabul edilmesi çok ciddi bir durumdu.

Bu dönemde arada KAOS GL ye yazılar yazıyordum. Arada güçlü bağlarımız vardı ta ki Travestileri, Transeksüelleri, Geyleri, Lezbiyenleri ve Biseksüelleri Koruma Yardımlaşma ve Kültürel Etkinlikleri kısa adıyla Bursa Gökkuşağı LGBT Derneğini kurana kadar. Dernek kurulduğu tarihlerde diyaloğumuz gayet iyiyken Türkiye de ilk kez düzenlediğimiz 1. Türkiyeli Eşcinseller Buluşması ismiyle ilk kez yasal izinli bir yürüyüş organize ettik. Bu yürüyüş iznini veren emniyet aynı zamanda arka planda yürüyüşü provakative etti ve o meşhur Bursaspor olayları cereyan etti. Bu olayda derneğimiz içinde bulunan yabancı uyruklu LGBTİ bireyler olduğu için elçiliklere yansıdı. Bu New York Times, Birleşmiş Milletler, İLGA ya kadar yansıdı. Bunun sonucunda o dönem ilk resmi GL derneği KAOS a ulaşan kurumlar destek oluyor. Bu durumda politika olarak TT yani travesti transeksüellere çok fazla destek olmayan bu kurumun yönetimi proje anlamında bu desteği farkedince daha önce cinsel yönelimi nedeniyle KAOS GL ile sorun yaşayan Buse Kılıçkaya ile projesel bir destekle Pembe Hayat Derneği ni kurup Türkiye ye ve dünya ya Türkiye’nin ilk TT derneği diye lanse edip destek almaya başlıyorlar. Tabi ki bu dönemde şiddet ve ev çalıştırdığım iddiasıyla hakkımda provasyonel çalışmalar yapmaya başlıyorlar. Bursa Gökuşağı LGBTİ Derneğine gelecek destekleri önünü kesmek için. Bunun içinde şahsi problemimin olduğu kişileri aleyhime kullanıyorlar. İşlerine geldiği zaman hemen kendi mahkemelerini kurup yargılıyorlar yok ediyorlar.Ama bu esna da 15 yaşında derneklerinde ki birey tarafından tecavüzü hiç konuşmuyorlar ve o dönemde Lambda İstanbul LGBTİ derneği başkanı boksör diye tanınan ev çalıştıran başkanı da hiç tartışmıyorlar. Çünkü sosyalist gözüken bu oluşumda ki aktivistler aslında yıllardır değişmez ve aktivizmi kapitalist düzene göre bir şirkette çalışır gibi yapmaya başlarlar. Çoğu resmi dernekte halen yıllardır aldıkları proje adı altında ki paraların nerelerde kullanıldığının hesabını vermemekte direnmektedir. Çünkü hesapların tutturulması hiçte kolay değil ama bizim muhasebecilerimiz gelir gideri dengeler. Dernek gelir gider makbuzları da derneğin kontrolündedir. Aynı zamanda ülkemizde KDV yi verip fatura kestirmekte mümkündür bu da başka seçenek olabilir. Harcamalar ne derece denetlenebilir. Genelde savundukları ilke gelin bakın kontrol edin olur. Ama gerçekte şirketleşen kurumlar neyi nasıl yapacağını çok iyi bilir.

Bursa Gökkuşağı LGBT derneğinin kapatılma sürecinde ve derneğimizin denetim kurulu üyesi İrem Okan’ın vahşice öldürülmesi sürecinde bu dernekler acaba neden yoktu? Tabi ki Bursa’da faili meçhul LGBTİ cinayetlerinde ve şiddet olaylarında bunu da çooook düşünmek gerekir.

Yaklaşan seçimlerde acaba bu kurumlar U dönüşü yapıp CHP yi mi destekleyecekler ne dersiniz? Fakat bir önce ki seçimde CHP yi desteklemeyen hatta ağır sözler kullanan bu kurumlar bunu nasıl izah edecek. Yıllardır CHP d siyaset yapıyorum. Ciddi anlamda CHP tabanında ki büyüklerimin desteğini gördüm. Onların oyu ile ilçe ve il delegesi oldum. Ön seçimde blok listeyi delerek 648 oy almamda çok önemliydi. Tepeden inme siyaset değil halk için siyaseti savunuyorum ve Atatürk ilkelerine göre sağlam adımlarla dik duruşumu bozmadan ilerliyorum.

Şimdi karşımızda milliyetçiliğe karşı olduğunu iddia eden, sosyalist, eleştiriyi hazmedemeyen, aslında homofobik ve transfobik oluşumlar bulunuyor. Milliyetçiliğe karşı olan LGBTİ bireyler aslında kürt milliyetçiliğini teşvik ediyorken nasıl CHP altında siyaset yapacaklar bunu da düşünmek gerekiyor!. Kaos GL: Kürdistan’da homofobi ve transfobi ile mücadele forumu yapılacak Seks işçiliğini şiddetle savunup seks işçiliği dışında seçenekler dışında mücadele etmeyen LGBTİ örgütler ne derece tartışılabilir. Yoksa AB yi arkasına alan bu kurumları eleştirenleri lobiler yok mu eder?  Facebook: LGBTİ Derneklerindeki Gerçekler Ortaya Çıkmalı

LGBTİ aktivizmini sonuna kadar destekliyorum. Fakat kesinlikle para için aktivizm olduğunda bu ruhun kaybolduğuna inanıyorum. Bu tıpkı siyasetin halk için değil para için yapılması gibi bir durum. Halk için yapılmayan her çalışma yok olmaya mahkumdur. Bu nedenle LGBTİ oluşumlarda da en fazla iki dönem görev yapanların bir daha o kurumda olmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu o kurumlara olan güveni yıpratmaktadır.

Son söz; hangi kurumda olursa olsun halk için mücadele ediyorsa bu kurum hesap vermeli. Proje adı altında alınan milyon avro’larında bu nedenle hesabını hem halk hem devlet sormalı. Nasıl Deniz Feneri hesap vermeli diyorsak bu derneklerde hesap vermeli mutlaka.

ÖYKÜ EVREN ÖZEN

İdari Yaptırım Cezaları

Son günlerde en küçük karakol olaylarında bile bizlere kesilen idari yaptırım cezalarından biri de geçtiğimiz günlerde benim başıma geldi.

Olayın içeriğini kısaca söyle özetleye bilirim sanki bu olayı siz yaşıyormuşsunuz gibi düşünmenizi istiyorum.
Daha önce bir kez arkadaşlar aracılığı ile evinize gelip konuk olup giden biri ısrarla sizi arıyor ve siz müsait değilsiniz telefona cevap vermiyorsunuz; Kısa bir süre sonra kapınız çalınmaya başlıyor, dürbünden bakıyorsunuz; Abuk subuk sarhoş bir adam ayakta durmakta zorlanıyor işin garip tarafı siz bu adamı arkadaşlarınız aracılığı ile geldiği için doğru düzgün tanımıyorsunuz bile bu arada 20 haneli bir binada oturduğunuzu düşünün ve komşular polisi arıyor derken gelen polise ile birlikte karakola gidiyorsunuz elinize direk bi resmi evrak uzatıyorlar üzerinde 400 tl idari yaptırım cezası yazan resmi bir evrak neden niçin diye sorma şansınız olmadan elinize tutuşturuyorlar tek söyledikleri şey 15 gün içinde öderseniz yüzde 30 indirimi var!

Ne yapardınız?

Yorum bölümünde değerlendirmelerinizi tek tek okumak istiyorum arkadaşlar peki ben ne yaptım zorunlu olarak evrakı aldım ve görevli olan memura bu cezanın neden kesildiğini sordum kabahatler kanunu toplu konut içerisinde olay çıkartmak dedi olayı ben mi çıkarttım dediysemde çaresiz kabullenmek zorunda kalacağımı anladım ve isterseniz itiraz edebilirsiniz diyen bir amir vardı nereden itiraz edebilirim dedim bilmiyorum diye cevap verdi peki bu konuda bana kim yol gösterecek dediğim zaman nereden itiraz edildiğini bilmediğini söyledi bölge idare mahkemesine başvurmam gerektiği söylendi fakat arkadaşlar erken ödeme indirimi süresi geçmemesi açısından yatırdım ve gerekli başvuruları yaptım ses seda çıkmadı karakolların yeni yıldırma psikolojisi de bu sanırım yüksek cezalar keserek bizi yıldırmak.

Türk Lokumu Selin

Sakarya

Travesti ve Transseksüel Arasındaki Farklar

PROFİL TİP 1 TİP 2 TİP 3 TİP 4 TİP 5 TİP 6
Sahte
transvestit
Fetişistik
transvestit
Gerçek
transvestit
Ameliyat
olmamış
transseksüel
Gerçek
ılımlı
transseksüel
Gerçek
kesinlikle
transseksüel
Cinsel davranış Erkeksi Erkeksi Erkeksi
fakat emin değil
Kararsız
TV ile TS arasında gidip gelir.
Kadınsı
Bir erkek bedeninde tutsak
Kadınsı
Tam bir psikoseksüel dönüşüm
Giyim alışkanlığı ve sosyal yaşantı Normal erkek yaşantısı. Kadınsı giyim yakışmaz. Gerçekte TV bile değil Erkek olarak yaşar. Bazan kadın gibi giyinir. Genellikle kadın iç giyimlidir. Mümkün olabildiğince kadın görünümünde yaşar. Kadın olarak kabul edilebilir. ıç giyim kadınsıdır. Cinsiyetinden duyduğu rahatsızlığı hafifletmek için mümkün olabildiğince sık kadın görünümünü tercih eder. Erkek olarak da kadın olarak da yaşamını sürdürebilir. Mümkünse günün 24 saati kadın olarak yaşar. Görünümü gerekli iç huzurunu sağlamakta yetersizdir. Kadın olarak yaşar. Görünümü yine de ona iç huzuru vermez. Dişi olarak doğmamış olmasından dolayı üzgündür.
Cinsel yönelim ve cinsel yaşam Hetero-, bi-, veya homoseksüel. Kadın görünümü ve cinsiyet değişimi üzerine fantazi kurarak masturbasyon yapar. Heteroseksüel. Nadiren biseksüel. Fetişistik masturbasyon yapar. Kendini günahkar hisseder. Kadın görünümünde olduğu zamanlar dışında heteroseksüel. Kadın görünümünde olmaktan cinsel bir tatmin ve cinsiyetinden hoşnutsuzluğunu gideren bir iç huzuru duyar. Cinsel istek azdır. Aseksüel veya oto-erotik. Biseksüel olması muhtemel. Cinsel istek azdır. Aseksüel, oto-erotik, veya pasif homoseksüel davranış gösterir. Evlenebilir, çocukları olabilir. Normal bir erkekle bir dişi olarak ilişki kurmak ister. Cinsel isteği zamanla azalır. Evlenebilir, çocukları olabilir.
Dönüşüm ameliyatı Düşüncesi bile saçma Reddeder Reddeder fakat yatkın görünür. Yatkın ama isteksiz. ısteklidir Kesinlikle isteklidir ve bu bir hedeftir.
Östrojen tedavisi Tedaviye ilgi duymaz. Söz konusu değildir. Nadiren ilgili duyar. Cinsel isteklerini azaltmakta yardımı olabilir. Bir deneyim olarak çekici gelir. Yardımcı olabilir. Rahatlamak ve duygusal dengesini sağlamak için gereklidir. Ameliyata hazırlık veya bir bedel olarak gereklidir. Kısmen iç huzuru için gereklidir.
Psikoterapi ıstemez, gereksizdir. Uygun şartlar sağlanırsa başarılı olabilir. Eğer kendi isteğiyle katılırsa başarılı olabilir. Aksi takdirde terapi sonuç vermez. Yalnız rehberlik hizmeti kabul eder aksi takdirde tedaviyi reddeder ve başarılı olmaz. Reddeder. Psikolojik rehberliğe izin verir. Psikolojik rehberlik veya iç huzurunu sağlamaya yönelik psikoterapi gerekir.
Düşünceler Spor olsun diye kadın görünümüne girer. Erkek ve kadın isimleriyle erkek ve kadın çift kişiliği taklit edebilir. Bir çift kişiliklilik geliştirebilir. Transseksüelliğe yönelebilir. Sosyal yaşamında bakmakla yükümlü olduğu birileri vardır. Ameliyat olma beklentisindedir. Bunun için çabalar. Çoğunlukla da başarır. Kendi erkeklik organlarından nefret eder. Uzun süre hedefine ulaşamazsa, intihar edebilir ya da organını kendi kesmeye girişebilir.

Nilgün Belma BUGÜNER
geocities.com/Wellesley/3116/brain.html
Not: Geocities 2009’da kapandı

Efe Bal yeni klibi “Uslu Kız” için kamera karşısına geçti

İtalya’da yaşayan, dünyaca ünlü Türk transseksüel Efe Bal, yeni klibi için kamera karşısına geçti.
Efe Bal “Uslu Kız” adlı klibi http://www.usluefe.com/ üzerinden
“merhaba…USLU KIZ EFE BAL ‘in sitesine hos geldiniz…Uzun yillardan beri seks isciligi yapan Efe Bal bir gun tövbe edip yeni bir hayata baslamak ister…ve bir sarki yazar …uslu kız…umarim hosunuza gidecek…sevglierimlen,
efe” notuyla sevenleriyle paylaştı.

işte o klip

Mersin’de Trans Aktivist İntihar Etti!

İçel Mersin’de  7Renk LGBTİ derneği üyesi transeksüel aktivist Figen intihar etti. LGBTİ dernekleri, ailenin sahiplenmemesi durumunda cenazeyi sahiplenmek üzere Mersin’e yola çıktı.

Mersin 7Renk LGBTİ üyesi trans aktivist Figen dün gece denize atlayarak intihar etti.

Figen bir dönem Pembe Hayat yönetim kurulu üyeliği yapmıştı.

Geçtiğimiz günlerde Figen’in de aralarında olduğu trans kadınlar polisin sokak ortasında işkencesine maruz kalmıştı. Bir durakta oturan trans kadınlara polis, “İnsanları rahatsız ediyorsunuz. Defolun gidin” diyerek biber gazı ve coplarla saldırmış, ardından zorla karakola götürmüştü.

Karakolda polis herhangi bir işlem yapmazken, trans kadınların tutanak tutulması talebini de reddetmişti. Karakolu arayan Mersin 7 Renk ve Pembe Hayat yetkililerine ise polis “Öyle bir vaka yok burada. Nereden çıkarıyorsunuz?” demişti.

Abisini Soma katliamında kaybeden Figen, aile baskısından ötürü abisinin cenazesine gidememişti.

LGBTİ örgütleri cenazeye sahip çıkacak

Mersin 7Renk, Pembe Hayat ve Kaos GL yetkilileri Figen’in cenazesini sahiplenmesi için ailesine ulaşmaya çalışıyor. Kaos GL’den Evren Çakmak ve Pembe Hayat’tan Buse Kılıçkaya ile Gani Met, ailenin sahiplenmemesi durumunda cenazeyi sahiplenmek üzere Mersin’e yola çıktı.

Kaos GL Derneği’nden Umut Güner LGBTİ intiharlarını KaosGL.org’a şöyle değerlendirdi:

“Sadece şiddet değil; heteroseksist kültür ve toplumsal yapının ta kendisi yaşamı dayanılmaz kılıyor. ‘Ben homofobik, transfobik değilim’ laflarının hiçbir anlamı yok! LGBTİ’ler de homofobik ve transfobik. Farkındalık çalışmaları gibi çalışmalar artık yeterli değil. Alternatif dayanışma ağlarını örgütlememiz lazım. ‘Katil devlet’ sloganıyla sadece ve sadece kendi içimizi rahatlatırız. Figen’e rahat uyu diyemiyorum. Çünkü son iki senedir yaşadıklarına şahidim. Rahat yaşamadı ki rahat uyusun. Başımız sağolsun.”

 

Ünlü model transeksüel çıktı

ABD’de 12 yıl boyunca iç çamaşırı modelliği yapan Geena Rocero açıklamalarıyla şok etkisi yarattı.
Glamour dergisine konuşan Rocero, transeksüel,ameliyatla kadın olduğunu açıkladı.
ABD’de 12 yıl boyunca iç çamaşırı modelliği yapan Geena Rocero açıklamalarıyla şok etkisi yarattı.
Rocero, “Ancak içimde hep bir korku vardı. Ortaya çıkarsa ne olacak, kariyerim bitecek diye düşünürdüm” dedi.
Rocero, “Menajerim dahi şaşkına döndü, ama cesaretimden dolayı beni kutladı” diye konuştu.